Frank Rijkaard: Ligde Artık Sonuç Odaklı Düşünüyoruz

Frank Rijkaard: Ligde Artık Sonuç Odaklı Düşünüyoruz

Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, Galatasaray Televizyonu’nda Yayınlanan Ankara Sigorta’nın Sunduğu Rijkaard’la Soru Cevap Programında Gündeme İlişkin Açıklamalar Yaptı..

Galatasaray zorlu Ankaragücü’nü aslında çok rahat geçti. Hocamız bu kadar rahat bir maç bekliyor muydu?

Çok önemli bir üç puan aldığımızı düşünüyorum. Maçın kolay geçeceğini beklemiyordum. Böyle bir üç puan aldığımız için mutluyum.

Bu karşılaşmada Galatasaray’ın biraz oyun odaklı futboldan, skor odaklı futbola geçtiğini söyleyebilir miyiz? Çünkü skoru yakalayan ve onu koruyan bir takım izledik gibi...

Bizim her zaman bir maça çıkarken bakış açımız iyi bir sonuç almak ve taraftarımıza iyi bir futbol seyrettirmek. Ama tabii sizin de dediğiniz gibi özellikle artık ligin bu zamanlarında alınacak sonuçlar çok daha önemli.

Peki mücadelede kadroya baktığımızda temel değişikliğin özellikle orta sahanın göbeğinde olduğunu görüyoruz. Teknik adam olarak neyi amaçladınız bu farklılıkla?

İlk 11’e girebilecek kapasitede birçok oyuncumuz var. Mustafa Sarp bir önceki mücadelede dinlendirilmişti. O da çok önemli bir futbolcu bizim için. Ve bu maçta oynamasını istedik. Barış’a bakıyorsunuz, Barış da her zaman çok iyi çalışan, antrenmanlarda elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan ve oynamayı hakeden bir futbolcu. O yüzden bu maçımızda ilk 11’de başladı.

Yani taktiksel sebepten çok, fiziksel sebeplere dayanıyordu?

Hem taktiksel hem fiziksel olarak yorumlayabiliriz. Bir pozisyon için bir futbolcudan daha fazla imkanınız olması tabiki çok büyük bir avantaj. Ve oynayan oyuncularımızın da çok iyi bir iş becerdiklerini düşünüyorum orta sahada.

Maçta pozisyonları değerlendirmeye başlayalım. 4. dakikada Keita’nın topu müthiş kullanışı ve sonrasında boşa çıkan Jo’nun topu ağlara gönderişi var. Hocamız golü nasıl değerlendirir?

Bence güzel bir goldü. Güzel bir golden ziyade, golün zamanlaması çok önemliydi. Erken bulduğumuz bir gol. Keita’nın burada verdiği mücadele iyi, verdiği güzel bir pas var. Jo’nun attığı güzel bir gol. Normalde biliyorsunuz Jo sol ayaklı ama burada sağ ayağıyla attı. O yüzden hem güzel hem de zamanlaması çok iyi bir gol oldu.

Lucas Neill’in ilk goldeki katkısı da yadsınamaz. Herhalde uzun zamandan sonra Galatasaray uzun futbolu iyi oynuyor diyebiliriz değil mi? Lucas Neill’in performansını da biraz değerlendirebilir miyiz?

Lucas bizim için çok önemli bir futbolcu. Kendisinin performansından çok mutluyum. Takım geriden oyun kurarken, çok önemli işler yapıyor. Çok kaliteli, çok yetenekli bir oyuncu. Ve takım arkadaşları da onu tanıdı, ondan bu tip uzun toplar bekliyorlar. Birinci golde de gördük, üçüncü golde de öyle bir pası var. Lider bir vasfı var, defansı toplayan, geride oyun kurarken bir liderlik üstlenen vasfı var, o yüzden gayet memnunum.

İkinci golde Ankaragücü’nün atağa çıkarken topu kaptırması, Keita’nın bitmez tükenmez bir enerjisi vardı. Sonucunda top ağlarla buluşmuştu. Tıpki Eskişehir’de Galatasaray’ın yaptığı hata gibi Ankaragücü de hata yaptı ama hataya da zorlayan Galatasaraylı oyunculardı. Onlardan da bahsetmek gerekiyor...

Bu maçta Keita çok önemli futbolcuydu bizim için. Attığımız ikinci gol maçın en önemli pozisyonuydu diyebilirim. Çünkü Keita’nın yapmış olduğu bir pres var bu arada hem kabiliyeti ön plana çıkıyor, hem tekniği ön plana çıkyor, hem de aynı zamanda kuvveti, gücü ön plana çıkıyor.

Maçın bu kadar kolay olmasının sebebinin hocamızın sezon başından beri oynatmak istediği futbolu Ankaragücü karşılaşmasında futbolcuların çok iyi uygulamasıydı diyebilir miyiz?

Öncelikle şunu söylemek istiyorum futbolcularım çok istekliydi. Belki maçın geneline baktığımızda çok çok iyi bir oyun göremedim ama taktiksel açıdan futbolcularımız pozisyonlarını çok iyi korudu. Ve fiziksel anlamda da çok iyi şeyler ortaya koydular. Tabii gollerin zamanlamasını da es geçmemek gerekiyor. Biliyorsunuz iki gol de erken geldi. O yüzden o iki golün erken gelmesi de takıma bir güven sağladı.

Bu mücadelenin yıldızı Keita diyebilir miyiz?

Kesinlikle Keita’yı Ankaragücü maçı için maçın adamı diye nitelendirebiliriz. Çok iyi futbol oynadığını düşünüyorum, farklılığı yaratan isimdi, maçın kaderini değiştiren bir isimdi. Burada Barış’ı da es geçmemek istiyorum. Barış’la Keita iyi bir ikili oldular. Çünkü Barış her zaman hem top bizdeyken, paslaşma anlamında devamlı Keita’nın yanındaydı. Ona çok büyük destek verdi, onlar da çok iyi bir ikili oldular.

Galatasaray orta sahadan topla çıkarken, Caner’in arka tarafa doldurduğu, Keita’nın içeri oynayıp, Barış’ın topu auta gönderdiği bir pozisyon. Burada da Keita, Barış uyumunu görmüş olduk...

O pozisyonda Barış ve Keita’nın güzel paslaşması var. Ama Caner’in ortasını da unutmayalım. Güzel ve tehlikeli bir orta yapıyor. Keita topu bekliyor, Barış’ın hareketlendiğini görüyor ve topu onun koşu yoluna bırakıyor. Burada hem Barış’ın hem Keita’nın hem de Caner’in çok güzel bir kombinasyonu var.

Oyunu soldan oynayacak diyoruz; Galatasaray bir anda sağa doğru çeveirebiliyor. Herhalde hocamız bu durumdan çok memnundur çünkü rakibin dengesini, savunma düzenini bir anda alt üst ediyor bu tip paslar...

Kesinlikle bunun maç içinde gerçekleşmesi gerekiyor. Hatta bunu daha fazla gerçekleştirmemiz gerekiyor. Çünkü artık günümüzde herkesin de bildiği gibi rakiplerimiz çok iyi organize oluyorlar. O yüzden topun oynandığı alanda bütün rakibiniz oraya konsantre oluyor. Bir an önce bir geri pasla, belki top kanattayken orta sahaya verilecek bir pasla oyununun yönünü değiştirmeyle size çok büyük bir avantaj sağlanabiliyor. Çünkü hem kendi bünyemizdeki futbolculara bakıyoruz; bir Giovani Dos Santos olsun, Keita olsun çok süratli futbolcular. O yüzden bunu bence daha fazla yapmamız gerekiyor, ki yapıyoruz. Caner ters toplar atmayı seviyor. Elano aynı şekilde. Ama bununla yetinmeyip bunun sayısını arttırmamız gerekiyor. Çünkü demin de sizinde belirttiğiniz gibi rakibin dengesini bozuyorsunuz, iyi organize olmuş rakibin dengesini bozuyorsunuz.

Milan Baros tam kapasiteyle ne zaman oynayabilir? Mesela 3 hafta sonra tam kapasiteyle oynar diyebilir miyiz?

Belki 3 haftadan daha kısa da sürebilir. Kesin bir zaman dilimi veremeyiz. Biliyorsunuz son maçta 15-20 dakika oynadı. Tam kapasiteyle oynaması kendi kondisyonuna ve gününde olmasına bağlı. O yüzden belki de 3 haftadan daha da kısa sürebilir.

Atletico Madrid maçlarında atılan iki gol, Kasımpaşa maçındaki ilk üç gol ve Ankaragücü maçında atılan gollerin hepsinin ortak bir özelliği var. Galatasaray’ın şok presi sonucu gelmiş goller. Bunun hakkında neler söylemek ister?

Önde yapılan baskının tabii ki çok büyük bir önemi var ama burada bireysel yeteneklerini sergileyen oyuncularımızı da unutmamak gerekiyor. Bireysel yeteneklerin ön plana çıkması için takım olarak beraber oynamanız gerekiyor. Defans, orta saha ve forvet bölgelerinin birbiriyle yakın oynaması gerekiyor çünkü birbiriyle yakın oynayan oyuncular bireysel yeteneklerini daha fazla ön plana çıkarabiliyor. Forvet hattında oynayan oyuncuların daha fazla fedakarlık yapması gerekiyor. Pozisyon bittikten sonra geri gelmeleri gerekiyor. Takım halinde hareket etmemiz gerekiyor. Pres yapıldığı zaman defansın arkadan takımımızı itmesi gerekiyor. Bu tip durumlar ortaya çıkınca zaten bireysel yetenekler de otomatikman devreye girmiş oluyor. Yapılan presin bu gollerde önemi çok büyük ama bireysel yeteneklerin, golleri takıma kazandırdıklarını unutmamak gerekiyor.

Trabzonspor maçıyla ilgili düşünceleri neler? Çünkü zor bir hafta ve son deplasmanda Eskişehirspor karşısında mağlup olmuştu. Son 3 deplasmandır da kazanamıyor Galatasaray.

Trabzonspor çok zor bir maç olacaktır ama son oynadığımız Ankaragücü maçında sergilediğimiz mantaliteyi Trabzonspor maçında da göstermemiz gerekiyor. Göstermememiz için de hiçbir neden göremiyorum. Çünkü bütün bir hafta tek bir maça odaklanıyorsunuz ve tek maça hazırlanıyorsunuz. Dinlenme imkanımız ve ayrıca dinlenen oyuncularımız da var. O yüzden herhangi bir bahane göremiyorum. İyi bir sonuç alacağımızdan da şüphem yok. Bu maçın üstesinden geleceğiz ama mutlaka zor bir maç olacaktır.

Trabzonspor maçından sonra Fenerbahçe maçı var. Bu maçlardan sonra düşmemeye oynayan üç takımla oynanacak maçlar var. Sivasspor, Diyarbakırspor ve Manisaspor. Zor bir maç periyodu kendisini bekliyor. Rijkaard’ın fikstür avantajı ya da dezavantajı gibi bi inanışı var mı?

Ben kesinlikle fikstür avantajı ya da dezavantajına inanmıyorum. Mutlaka zor maçlarımız var ama eğer şampiyon olmak istiyorsanız bu tip durumlarla başa çıkmanız gerekiyor. O yüzden eğer şampiyonluk bekliyorsanız; kesinlikle kendinizi iyi hazırlayıp, bu maçları en iyi şekilde atlatmanız gerekiyor.

Ankaragücü Teknik Direktörü Roger Lemerre ile Frank Rijkaard daha önce Euro 2000’de karşı karşıya gelmişti. Hollanda, Fransa ile karşılaşmıştı. Hocamız ve Hollanda için çok şanssız bir maçtı öyle değil mi?

Lemerre’e olan saygım çok büyük çünkü orada Dünya Şampiyonu olmuş bir Fransa vardı ve bu turnuvada da Avrupa Şampiyonu oluyorsunuz. Bu çok kolay birşey değil. Olan bir başarıyı da devam ettirmek hiç kolay değil fakat Lemerre bunu başardı. Dünya Şampiyonu olan Fransa’yı tekrar motive ederek Avrupa Şampiyonu yaptı ve bir kupa daha kazandı. O yüzden kendisine saygım çok büyük. Bu maçtan önce ve sonra da konuştum kendisiyle ve fırsatımız olduğunda futbolla ilgili konuşuyoruz. Bizim için gerçekten çok talihsiz bir turnuvaydı. Finale kalmayı hakediyorduk. Belki de 100 yılda bir olacak birşey bu maçta oldu ve bir maçta dört tane penaltı kaçırdık. Fransa’yı o turnuvada yenebilen tek takım bizdik. Finali oynayamamamız üzücüydü. Aynı zamanda o jenerasyon için de özellikle De Boer kardeşler olsun, Kluivert olsun, Stam olsun onlar için de üzücü bir durumdu. Kariyerleri için de çok önemli bir fırsattı ama değerlendirilemedi. Bu yüzden şanssız bir turnuvaydı diye düşünüyorum.

Milli Takım’ın bayrağını o dönem Guus Hiddink’ten devralmıştı ve Hiddink şimdi de Türk Milli Takımı’nın başına geçti. Kendisi yakın zamanda hem Frank Rijkaard ile hem de Johan Neskeens ile de görüşeceğini söyledi. Son olarak Guus Hiddink ile ilgili düşüncelerini alalım. Milli Takım’a neler katabilir Guus Hiddink?

Guus Hiddink benim için çok önemli bir insan. Çok tecrübeli, futbol bilgisi olan ve birçok başarıya imza atmış bir isim. Aynı zamanda benim teknik direktörlük kariyerimde çok önemli bir paya sahip çünkü 1998 yılında Neskeens ve Koemann ile birlikte kendisinin yardımcılığını yaptım. Sadece Hollanda futbolunda değil Dünya futbolunda da yer edinmiş bir insan. Birçok başarısı var umarım Türk Milli Takımı’na da bu başarıları yansıtır. Ayrıca genç hocalara da fırsat veren bir isim kendisi. Bize geçmişte çok yardımcı oldu. Lider kendisiydi ama genç olmamıza rağmen bizim de futbol bilgimize çok güvenirdi. Teknik direktörlük kariyerimde çok büyük yardımı oldu diyebilirim. Aynı zamanda çok önemli bir projeye imza attı. Teknik direktörlük lisansı almamıza çok yardımcı oldu. Milli Takım’da görev yapmış eski futbolculara teknik direktörlük lisansı almaları için bir kurs düzenlendi. Bu bizim için çok önemli bir adımdı.

Guus Hiddink de basın toplantısında Frank Rijkaard’ın kendisine çok şey kattığını belirtti.

Bunu bilmiyordum ama çok mutlu oldum duyduğuma. Onun haricinde kendisine çok büyük başarılar diliyorum. Bu zamana kadar elde ettiği başarılarından dolayı kendisine çok büyük bi saygım var.

Bu saatten sonra puanlar lazım bize zaten.

Önemli olanda puan zaten son haftada kim puan alırsa o kraldır...

Kral olmak ta bize yakışır.

Bu saaten sonra fazla puan kaybina tahamülümüz yok.

Rakiplerimizin puan kayıpları aslına bakarsınız bizi ilgilendirmiyor, önümüzdeki tüm maçları kazanırsak şampiyonuz.

Aynen öyle Can. Hersey bizim elimizde.