melih abi bir soru sormustum heralde görmemişssin türkiyedeki hakemlerle ilgili nerdeyse tum hakemler fenere öncelik tanio maclarda her maca bir sifir onde baslıo desek daha iyi olur bunu düzelticek kimse yokmu hakem dediğin tarafsiz olmali ama türkiyede fenerbahcenin ne ayruıcalıgı var




BUNA CEVAP VERİRSEN COK SEVİNİRİM lutfen cok saol şimdiden ADIM YUSUF

Melih Abi Fener Maçındaki Hakem Gerçekten Çok Kötü Yönetti Maçı bi kaç haftadırda hakemlerin yüzünden puanlarımız gidio bunu nasıl buluyorsunuz

ua_umut_gs demiş ki:

sevgili melih abi kewelin karaciğer rahatsızlığı olduğu söleniyor biz ne kdr inanamasakta gerçekten böle bir şey varmı ilginiz için teşekkür ederim

Umut selamlar.

Sanırım Harry Kewell'da spor yapmasını, futbol oynamasını engelleyen kronik ya da akut bir rahatsızlık yok. Olsaydı bizde oynayamazdı. Kewell'un en önemli sorunu vaktinde önemli bir sakatlık geçirmiş olması. Liverpool'dan bu yüzden ayrılmak zorunda kaldı.

Ama geçen gün, eskiden bizde de oynayan Avustralyalı Ufuk ilginç bir söyledi. Mealen dedi ki, "ben onun yine EPL'de kalacağını sanıyordum. Galatasaray'a geçmekle beni şaşırttı. Sanırım Galatasaray'ı basamak olarak kullanıp yeniden elit bir takıma dönmek istiyor. Ama ben onun Galatasaray'ın yeni Hagisi olacağını düşünüyorum."

Yani Kewell'un Avustralya Milli Takımı'ndan arkadaşı olan Ufuk hiçbir sorununun bulunmadığını, Kewell'un isteseydi Totenham ya da M'Boro gibi EPL takımlarında oynayabileceğini söyledi. Karonik sakat ya da hasta olan bir insanın ELP'de oynayamayacağını biliyoruz.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

uA-kanmevsimi demiş ki:

melih abi bir soru sormustum heralde görmemişssin türkiyedeki hakemlerle ilgili nerdeyse tum hakemler fenere öncelik tanio maclarda her maca bir sifir onde baslıo desek daha iyi olur bunu düzelticek kimse yokmu hakem dediğin tarafsiz olmali ama türkiyede fenerbahcenin ne ayruıcalıgı var




BUNA CEVAP VERİRSEN COK SEVİNİRİM lutfen cok saol şimdiden ADIM YUSUF

Yusuf selamlar.

Esasen sorunu gördüm. Ama hakem konusuna pek girmek istemediğim için yanıtlamayı biraz öteledim.

Elbette mevcut federasyonun Fenerbahçe yöneticilerinin ofislerinde kurulduğu gerçeğini kimse inkar edecek değil. Ama yine de Türkiye'de erdemli ve onurlu insanların bulunduğu düşünmek istiyorum.

Bunu biraz bu hafta test de edeceğiz. Ankara'daki iki maçta gösterilecek yönetimleri bir bekleyelim. Ben TFF'nin kör gözüm parmağına Fenerbahçe'yi tek başına koruyacağını hiç düşünmüyorum.

Bundan da öte. Futbol güzel bir oyun. İşin oyun tarafında kalsak, oyunu tartışsak daha hoşuma gidecek.

Sarı kırmızı sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

uA-volkAn demiş ki:

Melih Abi Fener Maçındaki Hakem Gerçekten Çok Kötü Yönetti Maçı bi kaç haftadırda hakemlerin yüzünden puanlarımız gidio bunu nasıl buluyorsunuz

Volkan selamlar.

Evet Fenerbahçe maçında hakemin sonucu etkileyebilecek yanlışları oldu.

Ben 14 sene şampiyonluk görmeyen bir kuşağa aitim. Benim Galatasaraylılık anlayışıma göre Galatasaray her zaman için hakemi de yenecek kadar kuvvetli olmalıdır. O kadar kuvvetli değilse, ört ki ölemdir Galatasaray'ın durumu.

Evet Eskişehir'de hakemin iki kritik yanlış kararı oldu. Ama maç 2-3 iken bile Eskişehirspor'u yenebilecek fırsatları bulduk. Galatasaray isen değerlendireceksin o fırsatları ve seni durdurmak isteyenlerle alay edeceksin aldığın galibiyetle.

(1990-1991 sezonun ilk yarısında 10 kişiyle Fenerbahçe'yi 2-1 yendiğimiz maçtan sonra Teknik Direktörümüz Mustafa Denizli tarihe mal olan bir demeç vermişti. "Rakibi de yendik" demişti Denizli, "hakemi de yendik." O hakem çok net bir golümüzü iptal eden ve Fenerbahçe'ye uydurma penaltı veren Erman Toroğlu'ydu. Ama işte, adımız Galatasaray'sa her maçta hakemi de yenmemiz gerekiyor.)

Galatasaraylı hakemi bahane etmez hiçbir zaman. Ağlamaz. Hakem yüzünden yenilmişse, güçsüz olduğu, hakemi de yenemediği için üzülür.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

katliam demiş ki:

sayın melih abi!!Öncllikle BU Sitedeki Büyük GALATASARAY Takımınnı Büyük Taraftarnının Sordukları Sorulara CEvap Verdiğiniz için Tşekkür Ederim Size 3 sorum olacak..!!

1)skibbe İle Gider Mi?
2)uefa'da çhoş şükü gruplardan çıktın final oynarmızyız
3)kadıköy'de Fianl Oynarsak Futbolcularmıza Nasıl Motive Olur!!


yanıtlarsanız çhok sevinirim.!!!MELİH ŞABANOĞLU'NA SAYGILARIMLA....

Sevgili "Katliam".

Skibbe'yle gider mi? Elbette gider.

Skibbe bir sistem insanı. Galatasaray'da bir futbol sistemi kurmaya çalışıyor.
Transferler bu sisteme göre yapıldı. Mesela Kewell, mesela Baros 4-2-3-1 için ideal oyuncular olduğu izin transfer edildiler. Özellikle ASY'de her maç 30 dakika da olsa, çok güzel bir futbol oynuyoruz. Avrupa'da ise yıllar sonra ilk kez sesimizi yeniden duyurmaya başladık. Bir de deplasman karnemizi düzeltirsek Skibbe'nin değeri daha da iyi anlaşılacak.

UEFA'da gruplardan çıktıktan sonra final oynamak mümkün ama, bence bunun gerçekleşme ihtimali, gerçekleşmeme ihtimalinden daha düşük. Galatasaray UEFA maçlarına başladığında Avrupa sıralamasında 90'ıncı sıralardaydı. Şimdi 60'ıncı sıralara geldi. Ama yine de bu sıralarda olan bir takımın UEFA Kupası'nı kaldırması çok zor. Ben yarı final, hatta çeyrek finali bile büyük başarı olarak görürüm.

Eğer finale çıkacaksak da o finali mutlaka kazanmamız lazım. Ki böylece Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda kupa kaldırarak ezeli rekabet tarihine inanılmaz bir "kapak" daha kazandırmış oluruz. Finalde kaybedeceksek de yarı finalden çıkmamış olmayı tercih ederim.

Futbolcularımız finale nasıl motive olur? Bu yıl tüm takımın Avrupa maçlarına müthiş bir motivasyonla çıktığını görüyoruz. Sanırım aynı şey final için de geçerli olur.

Sarı kırmızı sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

Melih Şabanoğlu demiş ki:

uA-kanmevsimi demiş ki:

melih abi bir soru sormustum heralde görmemişssin türkiyedeki hakemlerle ilgili nerdeyse tum hakemler fenere öncelik tanio maclarda her maca bir sifir onde baslıo desek daha iyi olur bunu düzelticek kimse yokmu hakem dediğin tarafsiz olmali ama türkiyede fenerbahcenin ne ayruıcalıgı var




BUNA CEVAP VERİRSEN COK SEVİNİRİM lutfen cok saol şimdiden ADIM YUSUF

Yusuf selamlar.

Esasen sorunu gördüm. Ama hakem konusuna pek girmek istemediğim için yanıtlamayı biraz öteledim.

Elbette mevcut federasyonun Fenerbahçe yöneticilerinin ofislerinde kurulduğu gerçeğini kimse inkar edecek değil. Ama yine de Türkiye'de erdemli ve onurlu insanların bulunduğu düşünmek istiyorum.

Bunu biraz bu hafta test de edeceğiz. Ankara'daki iki maçta gösterilecek yönetimleri bir bekleyelim. Ben TFF'nin kör gözüm parmağına Fenerbahçe'yi tek başına koruyacağını hiç düşünmüyorum.

Bundan da öte. Futbol güzel bir oyun. İşin oyun tarafında kalsak, oyunu tartışsak daha hoşuma gidecek.

Sarı kırmızı sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

TSKLER MELİH ABİ FUTBOL SEYRETMEK KADAR HOSLANDIGIM BİR SEY YOK KİMİN MACI OLURSA SEYREDERIM FENERİN BİLE AMA O MAC TA HAKEM TARAF TUTUYORSA SİNİR OLURUM VE KAPATIRIM HAKEMLER FUTBOL ZEVKİMİ KÖRELTİO

TABİ İÇİNDE İYİ OLANLARDA VAR BUNU İNKAR EDEMEYİZ SORUMUNU YANITLADIGIN İÇİN COK SAOL SKLER

Melih Şabanoğlu demiş ki:

uA-volkAn demiş ki:

Melih Abi Fener Maçındaki Hakem Gerçekten Çok Kötü Yönetti Maçı bi kaç haftadırda hakemlerin yüzünden puanlarımız gidio bunu nasıl buluyorsunuz

Volkan selamlar.

Evet Fenerbahçe maçında hakemin sonucu etkileyebilecek yanlışları oldu.

Ben 14 sene şampiyonluk görmeyen bir kuşağa aitim. Benim Galatasaraylılık anlayışıma göre Galatasaray her zaman için hakemi de yenecek kadar kuvvetli olmalıdır. O kadar kuvvetli değilse, ört ki ölemdir Galatasaray'ın durumu.

Evet Eskişehir'de hakemin iki kritik yanlış kararı oldu. Ama maç 2-3 iken bile Eskişehirspor'u yenebilecek fırsatları bulduk. Galatasaray isen değerlendireceksin o fırsatları ve seni durdurmak isteyenlerle alay edeceksin aldığın galibiyetle.

(1990-1991 sezonun ilk yarısında 10 kişiyle Fenerbahçe'yi 2-1 yendiğimiz maçtan sonra Teknik Direktörümüz Mustafa Denizli tarihe mal olan bir demeç vermişti. "Rakibi de yendik" demişti Denizli, "hakemi de yendik." O hakem çok net bir golümüzü iptal eden ve Fenerbahçe'ye uydurma penaltı veren Erman Toroğlu'ydu. Ama işte, adımız Galatasaray'sa her maçta hakemi de yenmemiz gerekiyor.)

Galatasaraylı hakemi bahane etmez hiçbir zaman. Ağlamaz. Hakem yüzünden yenilmişse, güçsüz olduğu, hakemi de yenemediği için üzülür.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

Teşekkürler Melih Abi

melih abi nolcak bu galatasarayın hali (fb maçları açısından)

Selamlar Melih Abi,

Sana bir sorum olacak:

Her yıl tüm takımlar UEFA'ya şampiyonluk parolasıyla çıkıyor.Fakat aralarından bir tanesi mutlu sona ulaşıyor.Galatasaray bu sene çok iyi başladı, ama yinede fazla umudum yok.UEFA'nın CL'den farkı yok bu sene.Sizce mutlu sona ulaşabilir miyiz?Yoksa finale ulaşmadan lige mi döneriz?

Teşekkür ederim, saygılarımla gRincH...

Merhaba melih abi

benim sorum şu olacak;

Michael SKİBBE ile deplasmanlardaki halimiz malum.Ben bu durumun kendisinin hala galatasaray zihniyetini kavrayamamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.Kendisi deplasmanda 1 puana razı gibi bir görüntü çiziyor ve bence bu takıma da yansıyor.Son Ankara maçı da bunun bir örneği bence.Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ;teşekkür ederim Adım ozan

Merhaba Melih Abi Sizce Kaleye Kim Geçmeli ??? Bu Sene Gerçekten Çok Gol Yiyoruz ..

forfeit demiş ki:

melih abi nolcak bu galatasarayın hali (fb maçları açısından)

Selamlar Forfeit.

Ne olacak? Şu olacak.
Öncelikle yaptığımız bir stratejik yanlışı düzelteceğiz.
İlk hedefimiz ilk planda Şükrü Saraçoğlu değil, Ali Sami Yen zaferleri olmalı.
Yani peşpeşe alacağımız ASY (ASY + Arslantepe) zaferleriyle bizim de 9-10 yıllık bir seri yakalamamız lazım.
Hedef bu olmalı.
Zaten bu galibiyet serisini 5 seneye filan getirirsek farklı galibiyetler de almaya başlayacağız.
Çünkü bu kez onlar da korkarak gelecekler Arslantepe'ye.

Böylece derbiye bir denklik getirmiş olacağız. (Bu aslında El Clasico olarak adlandırılan Barça-Real rekabeti modeli. Birbirlerinin sahalarında 20 küsür yıllık mağlubiyetleri var bu iki takımın.)

İlk adım bu olmalı. İkinci olarak da fırsat bulunca onları orada yeneceğiz.
Ama bunun için galibiyeti onlardan daha fazla istememiz lazım.
Geçen seneden biliyoruz ki galibiyeti onlardan fazla isteyince oluyor bu iş.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

uA-kAder demiş ki:

Merhaba Melih Abi Sizce Kaleye Kim Geçmeli ??? Bu Sene Gerçekten Çok Gol Yiyoruz ..

Sevgili Kader.

Bizim sorunumuz kaleci performansı değil, takım savunmasındaki zaafiyet.
Takım savunmamızda zaafiyet var, çünkü hücuma yönelik oyuncularımız (Kewell, Ümit Karan, Baros, Lincoln ve kısmen Arda Turan) takım savunmasına yeterince destek vermiyorlar.

Bu durumda takım bir kum saati gibi iki ana kısma ayrılıyor.

Türkiye Ligi'nde ve Avrupa'da başarı istiyorsak oyunun her anında savunma pozisyonunda hem savaşmalı, hem de 90 dakika topun arkasına geçmeli. Bunu yaptığımız maçlarda (örneğin Olympiakos, Benfica) müthiş futbol oynuyoruz. Çünkü hücum hattımız inanılmaz etkili.

Bu yıl kaleci hatasından neredeyse hiç gol yemedik.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

gRincH demiş ki:

Selamlar Melih Abi,

Sana bir sorum olacak:

Her yıl tüm takımlar UEFA'ya şampiyonluk parolasıyla çıkıyor.Fakat aralarından bir tanesi mutlu sona ulaşıyor.Galatasaray bu sene çok iyi başladı, ama yinede fazla umudum yok.UEFA'nın CL'den farkı yok bu sene.Sizce mutlu sona ulaşabilir miyiz?Yoksa finale ulaşmadan lige mi döneriz?

Teşekkür ederim, saygılarımla gRincH...

Sevgili gRrincH,

Daha öncelerdeki mesajımda da demiştim.
Bizim için önemli olan bu yıl Avrupa'da ilk defa hedefimizin olması.
Kupayı alırız ya da alamayız hedefi final olarak koymak takım olma mücadelesinde ciddi bir katkı sağlıyor bize.
Yıllar yıllar sonra Avrupa'da ilk kez üstüste dört maç kazandık. Ki bunlardan ikisi klasman olarak üzerimizde yer alan takımlardı.

Bir de şu var.

1989'daki Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finalinden sonra bütün camia bir Avrupa kupası kazanmanın mucize olmadığını görmüş ve inanmıştı. Bu yüzden yıllarca taraftar takımı "Cimbol final yakışır" diye destekledi, tezahürat yaptı.

2000'den sonra ise yüzümüzü geçmiş döndük. "Dört yıl üstüste şampiyon olduk"larla takımı destekledik. Bu çok yanlıştı.

Taraftar olarak Avrupa'da yeni bir kupaya odaklanmamız, bunu hedeflememiz lazım. Tezahüratlarımız da bunu uygun olmalı. Geçmişten söz etmemeli, bizi yarınlara taşımalı.

Bu açıdan bu sene yönetim olarak konulan UEFA Kupası hedefini (olur ya da olmaz) anlamlı ve doğru buluyorum.

Şahsi kanım çeyrek final bile, hele yarı final büyük başarı olur bizim için. Çünkü yıllar olmuştu adımızdan Avrupa'da söz ettirmeyeli.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

infernus_1905 demiş ki:

Merhaba melih abi

benim sorum şu olacak;

Michael SKİBBE ile deplasmanlardaki halimiz malum.Ben bu durumun kendisinin hala galatasaray zihniyetini kavrayamamış olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.Kendisi deplasmanda 1 puana razı gibi bir görüntü çiziyor ve bence bu takıma da yansıyor.Son Ankara maçı da bunun bir örneği bence.Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ;teşekkür ederim Adım ozan

Ozan selamlar.

Ben Skibbe'nin Galatasaray'ın zihniyetini anlayamadığını düşünemiyorum. (Galatasaray'ın zihniyetini çok iyi bilen Kalli için de geçen sene neler söylenmişti.)

Deplasmandaki başarısızlığımızın temelde üç nedeni var.

Birincisi henüz bir sistem takımı olamadık. Yani henüz Galatasaray bir makina intizamında çalışmıyor. Böyle olunca deplfmkfı maçlarında kazanmak için çok mücadele etmemiz ve galibiyeti çok istememiz gerekiyor. Bu da kısmen fikstür zorluğu yüzünden ve yorgunluk yüzünden pek gerçekleşmiyor.

İkincisi. Bu yıl dengeli bir lig izliyoruz. Naklen yayın gelirlerinde yapılan düzenlemeden sonra bütün takımlar daha fazla para kazanmak için inanılmaz hırslı oynuyorlar bu sene.

Üçüncüsü. Bu yıl gerçekten sakatlıklar belimizi büküyor. Eğer ilk yarıyı zirveden kopmadan tamamlarsak, ikinci yarı için sakatların da takıma katılmasıyla doğru düzgün bir kamp geçirip Galatasaray makinasının ortaya çıkmasını sağlayabiliriz. Skibbe'nin başarılı bir hoca olup olmadığını tam takımla çalışmaya başladıktan sonra görebileceğiz.

Bir de minik bir not: 1997'de böyle olmuştu. İlk yarıyı 29 puanla kapatmıştık. Dört mağlubiyet, üç beraberlik. Deplasmanda sadece iki galibiyetimiz vardı. Liderin altı puan gerisindeydik. İkinci yarı bunu kapatıp dört puan fark attık.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

melih abi benim hep içimde kalan hep uzuldugum sey fener için yüzüncü yilinda bir suru sanatcı sarkı yaptı ama gs için birsey yapılmıo halbuki GALATASARAY lı sanatcı cok bunun için bir birlik olusturalım GALATASARAYLI sanatcılardan bunu istiyelim ya ben kac kere bazı sanatcılara e-mail attım ama cevap gelmedi sen yardımcı olamazmısın bize

uA-kanmevsimi demiş ki:

melih abi benim hep içimde kalan hep uzuldugum sey fener için yüzüncü yilinda bir suru sanatcı sarkı yaptı ama gs için birsey yapılmıo halbuki GALATASARAY lı sanatcı cok bunun için bir birlik olusturalım GALATASARAYLI sanatcılardan bunu istiyelim ya ben kac kere bazı sanatcılara e-mail attım ama cevap gelmedi sen yardımcı olamazmısın bize

Yusuf selamlar.

Bizim temel bir sorunumuz var.
Biz bir yangını söndürmeye çalışıyoruz bu kriz ortamında.
Bu borç yapısıyla kulübü döndürmek emin ol kolay değil.
Bunu bir bahane anlamında değil, ama öncelik sırası itibariyle söylüyorum.

Maalesef yaşadığımız ekonomik krizler yüzünden bu tür konulara öncelik verilemiyor.
Verilemez mi? Verilir bence. Hatta kulübe gelir bile elde edilir.
Ama uğraşmak lazım.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

PS: Son kongreden sonra çok önemli bir yöneticimize bu konuyla ilgili bir öneride bulunmuştum. Benimsemişti. Ama sonradan ses seda çıkmadı.

Melih Şabanoğlu demiş ki:

uA-kanmevsimi demiş ki:

melih abi benim hep içimde kalan hep uzuldugum sey fener için yüzüncü yilinda bir suru sanatcı sarkı yaptı ama gs için birsey yapılmıo halbuki GALATASARAY lı sanatcı cok bunun için bir birlik olusturalım GALATASARAYLI sanatcılardan bunu istiyelim ya ben kac kere bazı sanatcılara e-mail attım ama cevap gelmedi sen yardımcı olamazmısın bize

Yusuf selamlar.

Bizim temel bir sorunumuz var.
Biz bir yangını söndürmeye çalışıyoruz bu kriz ortamında.
Bu borç yapısıyla kulübü döndürmek emin ol kolay değil.
Bunu bir bahane anlamında değil, ama öncelik sırası itibariyle söylüyorum.

Maalesef yaşadığımız ekonomik krizler yüzünden bu tür konulara öncelik verilemiyor.
Verilemez mi? Verilir bence. Hatta kulübe gelir bile elde edilir.
Ama uğraşmak lazım.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

PS: Son kongreden sonra çok önemli bir yöneticimize bu konuyla ilgili bir öneride bulunmuştum. Benimsemişti. Ama sonradan ses seda çıkmadı.

cok saol melih abi inşallah yapılır ben GALATASARAY li sanatcılara e-mail atıyorum bakalım belki birinden bir cevap gelir

Melih Şabanoğlu demiş ki:

uA-kAder demiş ki:

Merhaba Melih Abi Sizce Kaleye Kim Geçmeli ??? Bu Sene Gerçekten Çok Gol Yiyoruz ..

Sevgili Kader.

Bizim sorunumuz kaleci performansı değil, takım savunmasındaki zaafiyet.
Takım savunmamızda zaafiyet var, çünkü hücuma yönelik oyuncularımız (Kewell, Ümit Karan, Baros, Lincoln ve kısmen Arda Turan) takım savunmasına yeterince destek vermiyorlar.

Bu durumda takım bir kum saati gibi iki ana kısma ayrılıyor.

Türkiye Ligi'nde ve Avrupa'da başarı istiyorsak oyunun her anında savunma pozisyonunda hem savaşmalı, hem de 90 dakika topun arkasına geçmeli. Bunu yaptığımız maçlarda (örneğin Olympiakos, Benfica) müthiş futbol oynuyoruz. Çünkü hücum hattımız inanılmaz etkili.

Bu yıl kaleci hatasından neredeyse hiç gol yemedik.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

Yorumunuza Çok Çok katılıyorum Melih Abi İnş. Sanctisi Kötüleyenlerde Bu Yorumdan Bişiler Çıkarabilirler...

melih hocam ezik fenerbahcenin kurulmasında galatasarayın bir etlkisi olmuşmudur

hasan_ua14 demiş ki:

melih hocam ezik fenerbahcenin kurulmasında galatasarayın bir etlkisi olmuşmudur

Hasan selamlar.

Öncelikle rakibimiz için "ezik" gibi kelimelerin kullanılmasını doğru bulmadığımı söylemek istiyorum. Neden? Şundan.

Galatasaray'ın temel üç özelliği vardır. İlk dayanışmacı bir yapıya sahip olmasıdır. İkincisi vizyonerdir. İlklerin ve yapılmamışı yapmanın peşindedir. Üçüncüsü ise kara mizah yeteneği vardır. (Mesele bugün Başkan Adnan Polat'a atfedilen söz. "Çocuklar Fenerli doğar, sonra Galatasaraylı olurlar. Evet doğru çünkü ağlayarak dünyaya gelirler." Bu bir kara mizahtır.)

(Vaktinde bir İskoç TV kanalı Fenerbahçe rekabeti için bir belgesel hazırlamak için Türkiye'ye gelmişti. Bu kapsamda Galatasaray Lisesi Müdürü Doç. Dr. Gün Kut'la da görüştüler. Gün Hoca Galatasaray'ın bu üç özelliğini söylediği zaman İskoç TV kanalının muhabiri sormuştu: "Peki Fenerbahçe'de kara mizah yok mudur" diye. "Yoktur" diye yanıt vermişti Gün Hoca, "Onlar komiktir." Bu anektodu hiç unutmamak lazım.)

Bu uzun girişten sonra gelelim soruna. Fenerbahçe'nin kuruluşunda Galatasaray'ın katkısı vardır. Şöyle ki Fenerbahçe'nin ilk altı kurucusunun Galatasaray'la hiçbir ilgisi ve teması yoktur.

Zaten onlar henüz 11 futbolcusu bile olmayan bir kulüp kurmuşlar, renklerini belirlemişler, bunu da İstanbul Futbol Ligi'nin o dönemki başkanı James Lafontaine'le yemek yiyerek kutlamıştır.

Galatasaraylılar'ın katkısı takımı 6 kişiden 11 kişiye çıkarmak için yapılan arayışlarla başlamıştır. İlk Fenerbahçe takımına bazı Galatasaraylılar katılmıştır.

Temelde şöyle diyebiliriz. İstanbul Futbol Ligi'nde yabancı takımlarla (Kadıköy, Moda, İmojen, Elpis) mücadele eden Galatasaray, bu lige Müslüman ve Türk bir takımın daha katılması için, yani Fenerbahçe'nin, elinden gelen yardımı yapmıştır.

Galipler, Hasan Kamiller, Esatlar, Hikmet Topuzlar filan hep Galatasaray'dan gitmiştir Fenerbahçe'ye. Hatta Fenerbahçe amblemeni çizen insan bile Galatasaraylı'dır.

Hatta bizim ilk kurucularımız, Fenerbaheç'nin sarı-lacivert renginin bile Galatasaraylılar tarafından götürüldüğünü ihsas eder. (Bilindiği gibi Galatasaray'ın ikinci forma rengi sarı-laciverttir.)

1911-12 sezonunda Galatasaray lige katılmadığı için Fenerbahçe'ye oyuncu verme yardımını önermiştir. Fenerbahçe ise bunu kabul etmemiştir.

1 numaralı kurucumuz Ali Sami Yen, Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye gidenlerden hiç kopmadıklarını, onlarla arkadaşlıklarını sürdürdüklerinden söz ediyor. Ama Güneşspor'a gidenler için aynı şeyi kullanmıyor Ali Sami Bey.

Kısaca böyle.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu

ultrAslan demiş ki:

Melih Abi Sevgilerimle,

Size İki Sorum Olacak..

Birincisi : Eski Teknik Direktörümüz Olan ve Teknik Danışman Olarak
Tekrar Göreve Gelen Sayın Harl - Keinz Feldkamp Takım Ruhunu Olumsuz
Etkiler mi

İkincisi : Eğer ki Teknik Direktörümüz Sayın Micheal Skibbe Görevden
Alınırsa veya Kendi İsteğiyle İstifa Ederse Eski Teknik
Direktörlerimizden Sayın Mircea Lucescu'nun Gelmesi Doğru Olmaz mı

Saygılar..

Can

Can selamlar.

Feldkamp her şeyden önce takım ruhu nedir bunu iyi bilen ve bunu neredeyse sıfırdan oluşturan bir teknik adam.
1992-93 sezonunda böyle bir ruh oluşturmuştu Galatasaray'da. Geçen yıl da.
Özellikle geçen yıl verdiği hizmet unutulmaz bence. Çünkü sıfırdan bir takım oluşturdu.
(92'de geldiğinde hiç olmazsa Okan, Arif, Hamza, Tugay, Bülent gibi daha önce birbirleriyle oynamış oyuncular vardı elinin altında.) Servet'i, Arda'yı, Emre Güngör'ü, Mehmet Topal'ı istikrarlı biçimde Türk futboluna kazandıran insan odur.

Bu nedenle takım ruhunu olumsuz etkileyeceğini hiç düşünmüyorum Kalli'nin.

(Eğer bu soruyla Lincoln olumsuz etkileniri kastediyorsan bu da doğru değil. Kalli'nin Lincoln'le arası çok iyiydi aslında. Bu dedikoduyu çıkaran basındı.)

Eğer ilk yarı sonuna kadar başarısız sonuçlar almazsak Skibbe'nin kalacağını düşünüyorum. Başarısız sonuçlar alınması durumunda şahsen Luce'yi pek arzulamam. Çünkü Luce sadece kendisinin çalıştıracağı bir sistem kurar. Kendi gittikten sonra da o sistem çöker. Bakınız Galatasaray ve Beşiktaş. Bir de Luce günü kurtaran adamdır. Sadece maçı kazanmaya çalışır, bu yüzden de gençlere hiç fırsat vermez.

Skibbe'nin ayrılması durumunda tercihim ciddi anlamda sistem kuracak bir teknik direktör olacaktır.

Sevgilerimle.

Melih Şabanoğlu