ultrAcimbom | Galatasaray Taraftar Forum Sitesi
Merhaba,

Sitemize Hoş Geldiniz. Sitemizden Yararlanabilmek İçin Lütfen Kayıt Olunuz.

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Sitelogo10
ultrAcimbom | Galatasaray Taraftar Forum Sitesi
Merhaba,

Sitemize Hoş Geldiniz. Sitemizden Yararlanabilmek İçin Lütfen Kayıt Olunuz.

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Sitelogo10
ultrAcimbom | Galatasaray Taraftar Forum Sitesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz: 1/1/1970
Toplam Mesajınız: 0

tema edit: by ™ cAn ® ™
 

AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

Paylaş | 
 

 3 Bin Seçme Fetva

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9
YazarMesaj
Körfez
Admin
Admin
Körfez


Erkek
Mesaj Sayısı : 22924
Nerden : KOCAELİ
Galatasaray'da Favori Futbolcusu : Mehmet Topal
Rep Gücü : 657
Kayıt tarihi : 17/02/08

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Vide
MesajKonu: Geri: 3 Bin Seçme Fetva   3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Empty30/8/2008, 15:54

YENİLMESİ-İÇİLMESİ-KULLANILMASI CAİZ OLAN BAZI ŞEYLER
2996 - Behce Fetvalarından: "Kullanılması yaygın bulunan kahvenin içilmesi helâldir" (H.Ec. 2/161)
Açıklama: Kahvenin İslâm aleminde yayılmaya başladığı sıralarda, Müslümanlar arasında, kahve içmenin caiz olup olmadığı münakaşası yapılmıştır. Bazı şahıslar, kahveyi keyif verici bir madde olarak göstermekte ve içilmesinde mahzur aramaktaydı. Birtakım kimseler de kahvenin yandığını ileri sürerek içilmesinin haram olduğu görüşünü savunmaktaydı.
Mesele fukahaya intikal edince, kahve ilim süzgecinden geçirilmiş ve helâl olduğuna fetva verilmiştir. Kahve, tiryakiliğe yol açmakta ise de, sekir verici veya fütur (gevşeklik) getirici bir hassaya sahip değildir. Kıvamında kavrulduğu zaman kahveyi yanmış bir madde olarak mütalaa etmek doğru değildir. Bu sebeple, İslâm fakihleri kahve içmenin helâl olduğuna fetva vermiş bulunmaktadırlar.
2997 - Behce Fetvalarından: "Keten tohumundan çıkarılan bezir yağı temizdir" (H.Ec. 2/161)
Açıklama: Sekir verici maddelerin pis olması, mayi halindeki içkilerle sınırlıdır. Afyon, esrar ve eroin gibi kuru maddelerin kullanılması haram olmakla beraber, kendileri pis sayılmamaktadır. Üzerinde bu maddelerden biri bulunurken kılınan namazın sıhhatinde en küçük bir ihtilâf olmamıştır.
2998 - Ali Efendi Fetvalarından: "Müslüman olan bir kimsenin gayrimüslime Kur'an öğretmesinde bir mahzur yoktur" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: Kur'an-ı Kerim, beşerin hidayetine vesile olmak üzere gönderilmiştir. Bu hidayet kaynağından istifade herkesin hakkıdır. Efendimiz (sav), halkı İslâm dinine davet ederken, dinimizin esaslarını açıklar ve bazı zamanlarda halka Kur'an-ı Kerim okurdu. Dinlemekten doğacak gayenin en son noktası, Kitab-ı İlâhinin elfâz ve ahkâmını öğretmektir.
Bu itibarla, gönül kandilinde iman nurunun parlaması ümit ve niyeti ile bir gayrimüslime Kur'an öğretmekte bir mahzur olmayacağı yukarıdaki fetvada açıklığa kavuşmaktadır.
2999 - Ali Efendi Fetvalarından: "Müslüman olan Zeyd, fakir bulunan Hıristiyan kardeşlerini yedirip giydirecek olsa günahkâr olmaz" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: Müslüman, gayrimüslim bulunsalar da, kardeşlerine iyilik ve yardımını esirgemeyecektir. Bu yardımın, karşı tarafın isteklerine göre değil, İslâm dininin yasaklamadığı şeylerle sınırlı olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Fetvadaki "yedirip giydirmek" ifadesi, bu noktaya ışık tutmaktadır.
3000 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Kâfirlerin Mekke-i Mükerreme'ye girmesi caiz olup orada ikamet etmeleri caiz değildir" (H.Ec. 2/162)
3001 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, annesini kendi malından yedirip giydirse, fakat annesi o mal helâl mı haram mı bilmese (oğlunun) yiyecek ve giyeceği kendisine helâl olur" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: Oğlunun malının haramlığım annenin bilmemesi bir şek'dir. Şek ile yakıyn zail olmaz. Yediği ve giydiği anaya helâl olur veya helâlden kazandığından yemiş ve giymiş sayılır.
3002 - Behce Fetvalarından: "Gayrimüslim bir kimse, İslâm dini ile müşerref olduğu zaman elinde bulunan şarabı, sirke haline getirse yemesi ve satması helâl olur" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: Şarap, dini usule göre, sirke haline geldiği zaman kimyevi bir değişikliğe uğramaktadır. Şarabın mahiyeti ve mayası tamamen değişerek sirke haline dönüşmektedir. Bu sebeple onu yemek ve satmakta bir mahzur kalmamaktadır.
3003 - Abdürrahim Fetvalarından: "Alim olan bir genç, yaşlı cahilden önde gelir" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: İlim rütbesi, yaşlılık sebebiyle olan saygıdan önce gelmektedir. Gerek dini vazifelerde, gerekse saygı ve ihtiramda ilmi bulunan genç, cahil ihtiyardan üstündür. Bu, ihtiyara saygı gösterilmediği mânâsına alınmamalıdır. Fetva, iki saygıdeğer insandan hangisinin birinci sırada yer alacağını tesbit etmektedir.
İlim rütbesi, rütbelerin en yücesidir. Bu sıfata sahip bulunan kimse itibar görür ve makbul olur.
3004 - Behce Fetvalarından: "Anasından sünnetli olarak doğan çocuğun haşefesinde hiç deri olmasa, sünnet ettirmek lâzım gelmez" (H.Ec. 2/164)
3005 - Abdürrahim Fetvalarından: "San'atkârların çırakları başka (usta) çıktığında, hepsi bir ziyafet hazırlayıp, gönül hoşluğu ile yemek pişirip yeseler helâl olur" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: Başka çıkarmak, çırağı yetiştirip usta haline getirmek anlamında kullanılmıştır. Eski esnafın arasında kökül an'ane ve san'atkârlara mahsus âdetler vardı. Bir usta çırağını yetiştirip ustalık yapacak hale getirdiği zaman arastadaki ustaları toplar, bir aşr-ı şerif okunur, dua edilir ve böylelikle o çırağın ustalığı diğer esnafın huzurunda takrir edilmiş olurdu. Bu gibi günlerde yemek hazırlanır, fırına güveç verilir ve çağrılan misafirlere ikram olunurdu. Fetva, bu güzel an'anemizin meşruiyetine ışık tutmaktadır.
3006 - Behce Fetvalarından: "Köpeklere yiyecek vermekte bir mahzur yoktur. Sevap olacağına dair sahih haberler de vardır" (H.Ec. 2/164)
3007 - Behce Fetvalarından: "Hür olup çok yaşlı bulunan bir kocakarı, zaruret sebebiyle yüzü açık olarak erkeklerle konuşup bazı yabancıların eline dokunsa, kendisi (şehvani) istekten uzak olmakla bir mahzur yoktur" (H.Ec. 2/164)
Açıklama: Bu fetvada verilen müsaade "çok yaşlı" olmaya, "kocamış" bulunmaya, "şehvani isteklerden uzak" olmaya ve "zaruret" halinin bulunması kayıt ve şartlarına bağlanarak verilmiştir. Fetvanın başkalarına nakli veya kadının nefsinde tatbiki sırasında bu ihtirâzi kayıtlara çok dikkat göstermelidir. Sadece "yaşlılık" hali, bu fetvadan yararlanmak için yeterli değildir. Kocayıp çökmüş olmak, şehvani istekten uzak, esmer olma halleri ve hepsinden öte de bundan bir zaruret olup olmadığı aranacaktır. Dini müsaadeler, çok sağlam kayd-ı ihtirâzilere dayandırılmak suretiyle verilmiştir. Bunları kendi arzularımız istikametinde zorlamak asla doğru değildir.
3008 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Zararlı olan köpekleri öldürmek caiz olur" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: Köpek, av için, evi veya sürüyü beklemesi için beslenebilir. Bazı köpekler, vahşileşmek suretiyle saldırgan ve yırtıcı bir hayvan durumuna gelir. Bir kısmı da kudurup etrafına tehlike arzetmeye başlar. Bu gibi hallerde zararın önlenmesi ancak köpeğin öldürülmesine bağlı bulunur. Fetva, bu cevazı ortaya koymaktadır.
3009 - Netice Fetvalarından: "Yaldızlı bakır fincan mahfazası kullanmakta bir mahzur yoktur" (H.Ec. 2/163)
Açıklama: Porselen fincanların korunması için geçmiş zamanlarda mahfazalar yapılırdı. Bunların bakırdan olması ve yaldızlı bulunması, kullanılmasına bir engel teşkil etmez. Fetva, bu husustaki müsaadeyi ortaya koymaktadır.
3010 - Abdürrahim Fetvalarından: "Göz ağrısı çekmekte bulunan Zeyd, yüzüne siyah ipekten mamul bir bez bağlasa, bir mahzur yoktur" (H.Ec. 2/162)
Açıklama: İpeğin erkeğe haramlığı, giyim ve süs olarak kullanıldığında olmaktadır. Gözlerin ağrıması halinde ışıktan
gözlerin müteessir olmaması için kullanılması bir zaruret halidir. Zaruretler, mahzurları mubah kılar.
3011 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir şehiri vatan tutmuş bulunan Zeyd, diğer şehirdeki kız kardeşine ve akrabasına mektup ve bazı kumaşlar göndermekle sıla-i rahim (akrabalık hukukunu ifa) etmiş olur" (H.EC. 2/165)
Açıklama: Akrabalık hukukunu gözetmeye, akrabalar arasında devamı gerekli bulunan sevgi bağlarını kuvvetlendirmeye sıla-i rahim adı verilmektedir. Bu vazifeyi, bizzat gidip gelmek suretiyle yapmak, kâmil bir mânâda sıla-i rahimde bulunmak olur. Buna imkân bulunmadığı zaman, mektup yazarak, selâm veya hediye göndererek sıla-i rahimde bulunmak caiz olmaktadır.
3012 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, helâl olan malından, bazı günlerde yemek pişirtip sevap (kazanmak) niyetiyle fakirlere yedirse sevaba nail olur" (H.Ec. 2/165)
Açıklama: İnsanoğlunun hayırlısı, halka hayırlı olandır. Bu hayırhahlığın pek çok yolları bulunmaktadır. Allah'ın (cc) kullarına yemek ikram etmek, bu yolların başında gelmektedir. Ancak, ilâhi rızaya ve sevaba erişebilmek için, verilen yemeğin "helâl maldan" ikram edilmiş olması gerekmektedir. Zira haram olan bir şeyi sarfetmekle Rabbimizin rızasına erişmek mümkün değildir.
Bu hususta dikkat edilecek diğer bir husus da, yapılan bu ikramın, sırf Hak rızası için yapılmasıdır. Anılmak, göze girmek ve halk arasında itibar sağlamak gibi maksatlarda yapılacak yemek ikramı, kişiyi riya, ucüp ve süm'a gibi dinen yerilmiş ahlâk bataklıklarında bocalamaya mahkum eder. Her güzel işin bir güzel niyete dayanması, o işin Allah (cc) katında makbul olması için ilk ve son şart olmaktadır.
3013 - Behce Fetvalarından: "Gayrimüslimler, paskalyada Müslümanların eşrafına yumurta ve çörek verip o da kerem ve mürüvvetinden dolayı almış olsa, bir beis yoktur" (H.Ec. 2/164)
Açıklama: Paskalya, Hazret-i İsa'nın semaya yükselmesine rastlayan günde Hıristiyanların yapageldikleri bayramın ismidir. O günde kaynattıkları yumurta ve pişirdikleri çörekten Müslümanlara vermiş olsalar, bunu kabul etmek bir nezaket icabıdır. Yasak olan, bilfiil onların bayramına katılmaktır.
3014 - Abdürrahim Fetvalarından: "Kendisine ve geçenlere zarar vermediği halde, Zeyd'in umumi yolda durup mal satandan bir mal alması helâl olur" (H.Ec. 2/164)
Açıklama: Gerek yaya yürüyenlere gerekse vasıtaların geçmesine engel olmayan ve başkaca bir zararı da bulunmayan esnafın satış yapması helâl olup, bunlardan mal almak da helâldir.
3015 - Feyziye Fetvalarından: "Gebelik müddeti dokuz ay olduğu halde, vefat eden Hind'in karnında olan çocuğun yaşadığı bilinse, karnının sol tarafından yarılıp çocuğu çıkarmaya dini müsaade vardır" (H.Ec. 2/163)
Açıklama: İslâm fukahası, asırlarca bu mes'eleyi ele almış ve hükme bağlamış bulunmaktadır. Tıp dilinde "Sezeryan" diye isimlendirilen bu ameliyatın, ölü bir kadın üzerinde, ilk defa nerede ve hangi tarihte yapıldığı tetkik edilmeye değer bir mevzudur. Bugün bilinen bir gerçek varsa, sezeryanin canlı bir kadın üzerinde ilk defa Milâdi 1500 tarihinde uygulanmış olmasıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ultracimbom.biz
Körfez
Admin
Admin
Körfez


Erkek
Mesaj Sayısı : 22924
Nerden : KOCAELİ
Galatasaray'da Favori Futbolcusu : Mehmet Topal
Rep Gücü : 657
Kayıt tarihi : 17/02/08

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Vide
MesajKonu: Geri: 3 Bin Seçme Fetva   3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Empty30/8/2008, 15:54

SULAMA HAKKI
3016 - Abdürrahim Fetvalarından: "Vefat eden kimsenin tarlası kime intikal ederse, o tarlanın sulama hakkı da o kimseye geçer" (H.Ec. 2/159)
3017 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir köy halkının, kendilerine mahsus ve belirli bir suvatları varken, oranın yakınında olup başka bir köyün suvatından sığırlarını sulamak isteseler, o köyün halkı engellemeye güçlü (ve salahiyetli) olur" (H.Ec. 2/159)
3018 - Abdürrahim Fetvalarından: "Akar bir sudan, eskiden beri tarlasını sulama hakkı bulunan Zeyd, o tarlayı bahçe yapmış olsa, sulama hakkı bulunan diğer kimseler, "Sen tarlayı bahçe yaptın" diyerek Zeyd'i eskiden olduğu gibi sulamaktan engellemeye güçlü olmazlar" (H.Ec. 2/159)
3019 - Abdürrahim Fetvalarından: "Akar bir suda sulama hakkı bulunan kimse, birkaç sene (çalışmayı) tatil edip sulama yapmamakla sulama hakkı düşmez" (H.Ec. 2/159)
3020 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, değirmenin su arkını umumi yolun üzerinden geçirmek dilese, halk onu engellemeye güçlü olur" (H.Ec. 2/160)
Açıklama: Ferdin tasarrufları, hiçbir zaman umumun menfaatini haleldar etmemeli ve onların aleyhine olacak bir noktaya varmamalıdır. Şayet ferdin işi, halkın zararına olacak bir duruma gelirse, halk, ilgili mercilere başvurarak bu zararı uzaklaştırmaya haklı olurlar.
3021 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir köy yakınından geçen ve halkın eskiden beri bağ ve bahçelerini suladıkları bir suyu, yakınında bulunan başka bir köy eski mecrasından çıkarıp kendi köylerine akıtsalar, önceki köyün halkı onları engellemeye güçlü olur" (H.Ec. 2/160)
3022 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd'in bağındaki ağaçların köklerinden Amr'ın bağında birkaç fidan meydana gelse, o fidanlar Zeyd'in olur" (H.Ec. 2/160)
3023 - Netice Fetvalarından: "Bir nehirden su alma hakkı bulunan Zeyd, bu hakkı Amr'a satsa sahih olmaz" (H.Ec. 2/155)
Açıklama: Sahipli olmayan umumi çaylar, fertlerin mülkiyetine verilemez. Muayyen şartlarla herkesin ifadesine bırakılmıştır. Bu şartlardan faydalanarak bir çaydan su almak hakkına sahip bulunan kimse, bu hakkı bir bedel karşılığında başkasına satamaz.
3024 - Behce Fetvalarından: "Mülk bulunmayan büyük bir nehrin kenarında tarlası olan Zeyd, o nehirden tarlasını sulamak dilediğinde umuma zararı olmadığı halde, diğer tarla sahipleri engellemeye güçlü (ve salahiyetli) olmazlar" (H.Ec. 2/155)
3025 - Netice Fetvalarından: "Birkaç kimsenin ortak olduğu küçük bir çayın yakınında olup da, o çaydan su alma hakkı bulunmayan Bekir'in bağı olsa, o, "Ben de bu çaydan bağımı sularım" demeye hakkı olmaz" (H.Ec. 2/155)
3026 - Behce Fetvalarından: "Bir köyün halkı, tasarruf ettikleri tarlaları, yer sahibinin izni ile ark kazarak çeltik (ziraati) yapmak ve kimsenin mülkü bulunmayan bir nehirden su akıtmak istediklerinde, üst tarafta bulunan köy halkına zararı olmadığı halde, "Biz çeltik yapmanıza razı değiliz" demeye güçlü olmazlar" (H.Ec. 2/155)
3027 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, evine akıtacağı suyu, hakkı olmadığı halde Amr'ın mülkü bulunan su yalağından akıtmak istese, Amr men eder" (H.Ec. 2/155)
3028 - Behce Fetvalarından: "Bir köy halkına mahsus nehirden, diğer köyün halkı, 'Yağmur yağmıyor, ekinlerimiz bozulma durumunda kaldı" diyerek bu nehirden tarlalarını sulamaya güçlü (ve haklı) olmazlar" (H.Ec. 2/155)
3029 - Ali Efendi Fetvalarından: "Bir köy halkı, başka bir köyden kaynayan sudan tarlalarını sulamaya gelmişler iken, o köyün halkı, "Bizim köyümüzden kaynıyor, sizin tarlalarınızı sulatmayız" diyerek diğer köy halkını engellemeye güçlü olmazlar" (H.Ec. 2/156)
3030 - Netice Fetvalarından: "Eskiden beri Zeyd'in hakkı olarak arsasına akmakta bulunan suyu, Amr çevirip de kendi arsasına akıtmaya güçlü (ve haklı) olmaz" (H.Ec. 2/156)
3031 - Ali Efendi Fetvalarından: "Bir köyün merasından kaynayıp da köyün içinden akıp halkın faydalana geldikleri suyu, Amr eskiden beri aktığı yalağından çıkarıp kendi evine akıtmaya güçlü olmaz" (H.Ec. 2/156)
3032 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, bağının yanından akan ve kimsenin mülkü bulunmayan nehirden, dolap ile bağına su almak istediğinde, hiçbir zararı olmadığı halde, alt tarafta dolapları bulunan kimseler, "Biz razı olmayız" demeye güçlü olmazlar" (H.Ec. 2/156)
3033 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, kimsenin mülkü bulunmayan büyük bir nehirden ark açmak suretiyle su getirip tarlasını sularken, Amr o arkı yarıp kendi tarlasına su getirmek dilese, Zeyd engel olmaya güçlü (ve haklı) olur" (H.Ec. 2/156)
3034 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, mülkü bulunan evinde su kuyusu kazmak dilediği zaman, komşusu bulunan Amr, "Benim kuyumun suyunu çeker" diyerek engellemeye güçlü (ve haklı) olmaz" (H.Ec. 2/156)
Açıklama: Herkes, kendi mülkü içinde dilediği şekilde tasarrufta bulunabilir. Bu cümleden olarak, yeraltı sularından faydalanmak üzere kuyu kazarak, artezyen yaptırarak istifade edebilir. Evinin veya tarlasının yakınında bulunan komşuları, kendisinin suyunu çekeceği vehminden hareketle, o kimsenin tasarruflarını engelleyemezler. Bir şahsın hakkı, başkasının hakkına set çekemez. Bir kimsenin hak ve hürriyetleri, kendi hudutlarının ötesine geçemez.
3035 - Ali Efendi Fetvalarından: "Küçücük bir nehrin üst tarafında bulunan köy halkı, önce; aşağı tarafında olan köy halkı ise daha sonra bağ ve bahçelerini sulayıp geldikleri halde, aşağı taraftaki köyün halkı, "Bundan sonra önce biz sulayacağız" demeye güçlü olmazlar" (H.Ec. 2/156)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ultracimbom.biz
Körfez
Admin
Admin
Körfez


Erkek
Mesaj Sayısı : 22924
Nerden : KOCAELİ
Galatasaray'da Favori Futbolcusu : Mehmet Topal
Rep Gücü : 657
Kayıt tarihi : 17/02/08

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Vide
MesajKonu: Geri: 3 Bin Seçme Fetva   3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Empty30/8/2008, 15:54

GASP
3036 - Soru: Bir şahıs diğer bir şahsı tutsa, üçüncü bir şahıs da gelip o kimsenin cebinden parasını alsa, alınan parayı ödemek tutanın üzerine mi yoksa parayı alan şahsa mı lâzım gelir?
Cevap: Parayı alanın üzerine lâzım gelir. Her ne kadar o kimseyi tutan suçlu ise de tazmin ile mükellef tutulan parayı
alan kimsedir.
3037 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, bir köydeki camii şerifi yıksa, mütevellisi Zeyd'e evvelki gibi (bir cami) yaptırmaya güçlü olur" (H.Ec. 2/137)
3038 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın şu kadar keçisini alıp sütlerini yese ve elinin altında iken keçiler yavrulasa, Amr, keçileri aldığında yavrularını da sütlerini de ödetmeye güçlü (ve haklı) olur" (H.Ec. 2/138)
3039 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, izinsiz olarak Amr'ın atına binip giderken atın ayağı kırılıp amel-i manda olsa, Amr o atı Zeyd'e terk edip kıymetini ödetir (H.Ec. 2/138)
3040 - Netice Fetvalarından: "Amr'ın tarlasında sulamak ve yetiştirmekle hasıl olan otu, Zeyd, Amr'dan izinsiz olarak biçip alsa ve tüketse Zeyd'in ödemesi gerekir" (H.Ec. 2/140)
Açıklama: Halkın umumunun istifadesine terk edilmiş meraların otu ile bu fetvadaki mevzuu karıştırılmamalıdır. Zira buradaki ot, şahsi arazide ve sulamakla yetişmiş olmakta ve tamamen şahsi bir mal bulunmaktadır. Bundan dolayı onu biçen kimsenin ödemesi icap eder. Çünkü hakka tecavüz edilmiş olmaktadır.
3041 - Ali Efendi Fetvalarından: "Gasp eden kimse gasp ettiği şeyi, nerede gasp ettiyse, o mekânda teslim etmesi gerekir" (H.Ec. 2/140)
3042 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, karısı Hind'in arsası üzerine, ondan izinsiz olarak, kendi parası ile şahsı için bir bina yapıp vefat etse, Hind, binanın kıymetinden diğer mirasçıların hisselerini verip binayı müstakil olarak zabtetmeye güçlü olur" (H.Ec. 2/138)
3043 - Feyziye Fetvalarından: "Hind'in, kocasından aldığı mehr-i müeccelini, babası Amr alıp gasp etse ve tüketip vefat etse, Hind, (babası) Amr'ın terekesinden ödetmeye güçlü (ve haklı) olur" (H.Ec. 2/138)
Açıklama: Bu fetva, kadının mehri üzerinde babasının bir hakkı bulunmadığının açık belgesi olmaktadır. Bir şahıs, İslâm'ın hükmüne riayet etmeyecek ve kızının hakkını gasp edecek olursa, kızı onu tazmin ettirebilir. O şahıs vefat etse, kızı mirastaki payını almadan önce, bu hakkını alabilir.
3044 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in Amr'dan gasp ve istihlâk ettiği şeyin misli, halkın elinde asla bulunamasa, husumet doğan gündeki kıymetini ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/140)
3045 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in, korumak üzere hizmetçisi Amr'a verdiği malı, Bekir gasp edip tüketmiş olsa, Zeyd Bekir'e ödetir" (H.Ec. 2/141)
3046 - Feyziye Fetvalarından: "Saçmak suretiyle tevzi olunan paradan Zeyd'in eteğine düşen parayı, Amr onun eteğinden kapıp gasp ile alsa, Zeyd geri alabilir" (H.Ec. 2/141)
3047 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın arsasına ondan izinsiz bina yapsa, sökülmesi arsaya zararlı olsa, Amr sökülmüş haldeki (enkaz) kıymetini Zeyd'e verip, binayı zapt etmeye güçlü olur" 2/141)
3048 - Nefice Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın mülkü bulunan evi zor kullanarak ateşleyip yaksa, yapılmış haldeki kıymetini öder" (H.Ec. 2/141)
3049 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, Amr'dan gasp yolu ile aldığı şeyi Bekir'e satıp teslim etse ve satış bedelini de aldıktan sonra Amr (satışı) geçerli saymayıp o şeyi Bekir'den alsa, Bekir de Zeyd'e dönüp verdiği parayı almaya güçlü olur" (H.Ec. 2/141)
Açıklama: Malı gasp olunan kimse, onu kimin elinde bulsa ondan alır. O kimse bunu kimden satın aldı ise ona tazmin ettirir ve parasını geri alır.
3050 - Ali Efendi Fetvalarından: "Hind'in Zeyd'e emanet olarak bıraktığı eşyayı Amr Zeyd'ten gasp ederek alıp tüketse, Hind Amr'a ödetmeye güçlü olur" (H.Ec. 2/142)
3051 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd'in çeltik tarlalarına hakkı ve akan suyu, Amr, haksız olarak kendi tarlasına çevirip (akıtsa), bu yüzden Zeyd'in çimlenmiş bulunan pirinci kuruyup helak olsa, çimen haldeki kıymetini Amr'ın ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/142)
3052 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'a ait öküzün kuyruğunun bir miktarını kesip düşürse, kıymetindeki noksanlaşmayı öder" (H.Ec. 2/138)
3053 - İbni Nüceym Fetvalarından: "Zeyd, hayatından ümit kalmamış bir koyun bulup izinsiz olarak kesmiş olsa, ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/138)
Açıklama: Koyunun kesilmesi, murdar ölmemesini temin maksadı ile olmakta ve bu sebeple de ödemek icap etmemektedir.
3054 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, zor kullanarak Amr'ın elbisesini parçalasa, ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/139)
3055 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd'in arısı oğul çıkarsa ve kendi mülkündeki bir yere koysa, Zeyd'in bulunmadığı bir sırada Amr gelip Zeyd'in mülkü içinden alıp gitse, Zeyd (arısını) Amr'dan alır" (H.Ec.2/139)
3056 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın öküzlerini gasp edip bir müddet çift sürse (ve bu yüzden) öküzler zayıf düşse, kıymetlerindeki noksanlaşmayı ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/140)
3057 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın gebe bulunan kısrağına, ondan izinsiz olarak binip giderken kısrak ölü yavru düşürse, kıymetindeki noksanlığı ödemek Zeyd'in üzerine lâzım gelir" (H.Ec. 2/140)
3058 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'dan gasp edip kendi tarlasına ektiği buğdayın mislini ödemesi lâzım gelir. Amr, (tarlada) yetişen buğdaydan da hisse isterim demeye güçlü (ve haklı) olmaz" (H.Ec. 2/140)
3059 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, kendisine borçlu bulunan Amr'ın beygirini zor kullanarak alsa, Amr beygirini Zeyd'ten almaya güçlü olur" (H.Ec. 2/140)
Açıklama: Bir alacaklı, hakkını tahsil için zor kullanmaya veya gasp yoluna sapmaya hukuken mezun değildir. Hakkını istemenin ve alacağını tahsil etmenin yolu zora başvurmak değil hukuki mercilere müracaat yolundan hak aramaktır. Amr ondan beygirini, Zeyd de Amr'dan alacağını isteyip almak yolunu takip edeceklerdir.
3060 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın şu kadar eşyasını gasp ettiğinde Bekir de o eşyayı Zeyd'ten gasp etse, Amr eşyasını Zeyd'in huzurunda Bekir'den almaya güçlü olur" (H.Ec. 2/142)
3061 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd'in öküzü, Amr'ın tarlasına girdiğinde, Amr, öküzü kendi evine götürse, bahsi geçen hayvan, birkaç gün aç bırakılmaktan dolayı helak olsa, Amr'ın ödemesi lâzım olur" (H.Ec. 2/142)
3062 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın mülkü olan tarlayı zor kullanarak alıp nadas etse, sonra Amr tarlasını alıp tohumunu atmak dilediğinde, Zeyd, ben nadas ettiğim için tarladan hakkın düşmüş olur. Kıymetini vermek suretiyle mülk olarak alırım, demeye güçlü ve haklı olmaz" (H.Ec. 2/142)
3063 - Ali Efendi Fetvalarından: "İzinsiz olarak bina yapılan arsanın sahibi, binayı söktürmek dilediğinde, "Binanın kıymeti arsadan daha fazladır" diyerek, bina sahibi sökmekten imtina etmeye güçlü (ve salahiyetli) olmaz" (H.Ec. 2/143)
3064 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın dükkânının kilidini zor kullanarak kırsa, dükkân açık kaldığından dolayı içindeki eşyası çalınsa, Zeyd'in ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/144)
3065 - Ali Efendi Fetvalarından: "Ölü gömmek için hazırlanmış olmayan cami haremine, mütevellinin izni olmaksızın, Zeyd ölüsünü gömse, mütevelli çıkartmaya güçlü (ve salahiyetli) olur" (H.Ec. 2/143)
3066 - Ali Efendi Fetvalarından: "Vefat etmiş bulunan Zeyd'i, mirasçıları zor kullanarak Amr'ın arsasına gömseler, Amr, Zeyd'i çıkartmaya güçlü olur" (H.Ec. 2/143)
3067 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, gemi içinde Amr'la çekişirken Zeyd, Amr'ı denize atsa, bu sırada Amr'ın şu kadar parası denize düşüp kaybolsa Amr, Zeyd'e ödetir" (H.Ec. 2/143)
3068 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'dan icarla tuttuğu tarlaya buğday ekse, ekin olgunlaştığı sırada Amr zor kullanarak (ekini) kökleyip istihlâk etse, ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 143)
3069 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, zulmü ile tanınan Bekir'e önderlik yapıp haksız olarak Amr'ın şu kadar parasını aldırsa, Amr Zeyd'e ödetir" (H.Ec. 2/142)
Açıklama: Şerre tavassut edip soygunculuğa önderlik yapan kimse, soydurduğu insanların zararını ödemek durumunda kalır.
3070 - Ali Efendi Fetvalarından: "Müslüman bulunan Zeyd, gayrimüslim olan Amr'ın şarabını alıp istihlâk etse, ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/139)
3071 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın tarlasını zor kullanarak zapt ve nadas ettikten sonra Amr, tarlasını alsa, Zeyd yaptığı (nadas) işi karşılığında Amr'dan bir şey almaya güçlü olmaz" (H.Ec. 2/139)
3072 - Ali Efendi Fetvalarından: "Arpa ve buğday gibi misliyattan olup da gasp edilmiş ve tüketilmiş bulunan şeyin mislini ödemek lâzım gelir" (H.Ec. 2/139)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ultracimbom.biz
Körfez
Admin
Admin
Körfez


Erkek
Mesaj Sayısı : 22924
Nerden : KOCAELİ
Galatasaray'da Favori Futbolcusu : Mehmet Topal
Rep Gücü : 657
Kayıt tarihi : 17/02/08

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Vide
MesajKonu: Geri: 3 Bin Seçme Fetva   3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Empty30/8/2008, 15:54

BAŞKASINA ZARAR VERMEK
3073 - Soru: Bir şahıs, oturmakta bulunan kimsenin elbisesi üzerine oturmuş olsa, oturan kimsenin kalkması ile elbisesi yırtılsa, elbise üzerine oturan şahsa bir ceza uygulamak gerekir mi?
Cevap: Eğer elbisenin sahibi bunu bilmiyorsa, oturan kimse elbisenin yarı kıymetini öder.
3074 - Soru: Bir kimsenin saldıran ve gelip geçeni ısıran bir köpeği olsa, gelip geçeni ısırıp eza verse ne yapmak gerekir?
Cevap: Köpeğin sahibini ikaz edip bağlanması istenir. Şayet uyarmayı dikkate almaz ve köpeği başı boş bırakırsa, o şehir halkının bahsi geçen köpeği öldürme salâhiyetleri vardır.
3075 - Soru: Bir baba evlâdına tarlada ateş yakmasını emretse, çocuk da ateşi yaksa, bu ateş yayılıp komşunun tarlasına sıçrayıp ekilmiş ekine zarar verse, komşusunun zararını çocuk mu ödeyecektir, yoksa babası mı tazmin edecektir?
Cevap: Emri veren baba olduğu için, zararı babanın ödemesi gerekir.
3076 - Soru: Bir kimse, kuş kafesinin kapağını açsa ve bundan faydalanan kuş kaçmış olsa, kapağı açık bırakan kimse kuşun bedelini öder mi?
Cevap: Hayır, bu hususta bir ödeme lâzım gelmez.
3077 - Soru: Bir binekli, yürümekte olan bir kimsenin arkasından gelip ona çarpmış ve bu yüzden adamın elbisesi yırtılmış olsa ne lâzım gelir?
Cevap: Arkadan gelip çarpması sebebiyle, o kimsenin elbisesini ödemesi gerekir. Zira bineğini onun üzerine sürmemesi veya onun yanına gelmezden önce yoldaki şahsı uyarması gerekir. Bunu ihmal ettiği ve şahsın zararına sebep olduğu için zararı tazmin mecburiyetindedir.
3078 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, elindeki ateş ile izinsiz olarak Amr'ın dükkânına girdiğinde, ateş düşüp dükkân yansa (dükkânın) yapılmış haldeki kıymetini ödemek Zeyd'in üzerine lâzım gelir" (H.Ec. 2/143)
3079 - Abdürrahim Fetvalarından: "Dellâl, sattığı şeyin bedelini müşteriden alıvermek için cebrolunur" (H.Ec. 2/147)
3080 - Abdürrahim Fetvalarından: "Dellâl olan Amr, satmak için Zeyd'ten aldığı yüzüğü, kendi parası ile birlikte (para) kesesine koyup daha sonra kesesinden para çıkarmak için bir dükkânın önünde açmış ve orada unutmuş olsa, (sonunda) da yüzük kaybolsa, Amr'a ödeme (cezası) lâzım olur" (H.Ec. 2/147)
3081 - Abdürrahim Fetvalarından: "Terzi, dikmek için aldığı Zeyd'in elbiseliğini, dükkân önüne koyup bir mühim işi çıktığından dolayı bırakıp gitse, gözden kaybolunca o kumaş çalınsa, (terzinin) ödemesi gerekir" (H.Ec. 2/147)
3082 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekete götürüp satmak ve fakat veresiye vermemek üzere Amr'a verdiği şeyi, Amr veresiye satıp bedelini almadan gelse, Zeyd Amr'a ödetir" (H.Ec. 2/147)
3083 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, karısı Hind'in izni ile, Hind'in evini başkasına satıp bedelini alsa da evin ihtiyaçlarına sarf etse, Hind, bahsi geçen satış bedelini Zeyd'ten alır" (H.Ec. 2/148)
3084 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın koyunlarını ücretle İstanbul'a götürürken, bir miktarı telef olsa, tecavüzü olmamışsa ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/148)
3085 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, çiftliğin kâhyasına, atlarıma binme diye yasaklamış olduğu halde, kâhya binse (bu yüzden) atlar helak olsa, ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/148)
Açıklama: Kâhya, bir konağın veya çeşitli işlerin idaresi ile vazifelendirilmiş kimseye denilmektedir. Buna kısa bir ifade ile "Vekil-i harç" adı da verilmektedir.
Vazifeli bulunan kimse, mal sahibinin direktiflerine kemâliyle riayetkar olmalıdır. Aksi halde vazifesinde lâubalilik ve ciddiyetsizlik göstermiş olur. Çiftlik sahibinin "Atlarıma binme" diye yaptığı yasaklamayı hafife alarak onlara binmeye devam eden ve bu yüzden de atların helakine yol açan kimse, söz dinlememesinin cezasını zararı ödemekle çekmiş olur.
Bu fetva, mal sahibi ile işçinin arasındaki sorumlulukların hudutlarını göstermekte, işçinin salâhiyetinin nerede bittiğini ve bu sınırı aşmanın hukuki neticesini ortaya koymaktadır.
3086 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, umumi yolda veya izinsiz olarak başkasının tasarrufu altında bulunan yerde yahut merada kuyu kazsa da başkasının hayvanı düşüp ölse, Zeyd'e ödeme (cezası) lâzım gelir" (H.Ec. 2/145)
3087 - Abdürrahim Fetvalarından: "Büyük bir çay, kabarıp Zeyd'in bağından aktığı için Zeyd önüne set yapsa (bu sebeple de) başka taraftan Amr'ın bağına girip zarar yapsa, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/145)
3088 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, Amr ile ortak bulunan öküzü, Amr'dan izinsiz olarak kullanırken elinde ölmüş olsa, Zeyd'e hissesini ödemek lâzım olur" (H.Ec. 2/143)
3089 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın mülkü bulunan arsaya süprüntü dökse, Amr, Zeyd'e kaldırtmaya güçlü olur" (H.Ec. 2/143)
Açıklama: Bu fetva, çevre temizliği yönünden dikkat çekicidir. İslâm dini, sokakları temiz tutmak için, kimsenin arsasını kirletmemek gerektiğini ihtar etmekte, aksine hareket edenleri temizlemeye mahkum etmiş bulunmaktadır.
3090 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd'in avlusunda bağlı bulunan atının yanına Amr kendi atını götürüp bağlasa, Amr'ın atı Zeyd'in atını öldürse, Amr'ın ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/143)
3091 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, komşusu Amr'ın duvarına bitişik bulunan arsasını kazarken, tecavüzünden dolayı, Amr'ın duvarı yıkılsa, yapılmış durumdaki kıymetine ârız olan noksanı ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/144)
3092 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, merada bulunan beygirini tutup köyüne götürürken, Amr'ın beygiri de onun peşinden otlaktan çıkıp yolda kalsa da kurt yese, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/142)
3093 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, bir ava tüfekle atış yaptığında, çift süren Amr'n öküzü ürküp ayağı sapan demirine vurmak suretiyle yaralansa, Zeyd'e ödemek (cezası) lâzım olur" (H.Ec. 2/142)
3094 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir köy halkının sığırtmacı bulunan Zeyd, sığırları otlaktan getirip âdet olduğu üzere, köy sokaklarına sevk ettiğinde Amr'ın sığırı eve gelmeyip kaybolsa, Zeyd'e ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/146)
3095 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, evinde âdet olduğu üzere ateş yaktığında, ev yansa (bu yangında) komşusu Amr'ın evi ve eşyası da yanmış olsa, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/146)
3096 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, rüzgârın olmadığı sırada tarlasının içinde ateş yakıp, sonra rüzgâr çıksa da komşusu Amr'ın bağı yanmış olsa, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/146)
3097 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in arsasında olan fidanların damarları, Amr'ın arsasına geçip onun arasında fidanlar bitse, bu fidanlar Zeyd'in malıdır. Amr ise bunları söktürmeye güçlü (ve salahiyetli) olur" (H.Ec. 2/146)
3098 - Abdürrahim Fetvalarından: "Hususi olarak kiralanmış kimsenin, tecavüz ve kusuru olmaksızın kaybolan malda, kiralanmış kimseye ödeme (cezası) lâzım olmaz. Fakat onun tecavüzü ile kaybolur ise, tamamen ödemesi gerekir" (H.Ec. 2/146)
3099 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekete gitmeye hazırlanırken, Amr'a, zamanı geldiğinde benim zeytinlerimi toplayıp koruyuver dese, o da söz verip daha sonra ihmal etmesi sebebiyle zeytin ağaçta telef olsa, Amr'a ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/147)
Açıklama: Kendisine bir iş havale olunan kimsenin, bu işi ihmal etmesinin doğru olmasının keyfiyeti ile o şahsa ödetme cezasının uygulanması hususunu birbirinden ayrı olarak düşünmelidir. Böyle bir ihmal doğru değildir. Kişi üzerine aldığı işi zamanında ve eksiksiz olarak yapmalıdır. Fakat yapmayı ihmal ettiği zaman kendisine ödeme lâzım gelmeyeceği de hukuki bir gerçektir.
3100 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in beygiri, Amr'ın tarlasına girince, Amr, üzerine hücum edip sıkıştırmakla, beygir avlunun üzerinden sıçrarken kazığa saplanıp ölse, Amr'a ödeme (cezası) lâzım gelir" (H.Ec. 2/145)
3101 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, şiddetli rüzgâr bulunan bir sırada ateş alıp harmanına doğru giderken elindeki ateşin bir miktarı kendi ekinine düşüp yandığında, yakınında bulunan Amr'ın ekinine de sirayet edip yanmış olsa, Zeyd'e ödeme (cezası) lâzım gelir" (H.Ec. 2/145)
3102 - Abdürrahim Fetvalandan: "Zeyd'in Amr'dan kira ile aldığı beygir, kasıt olmaksızın helak olsa, Zeyd'e ödeme (cezası) lâzım gelmez" (H.Ec. 2/145)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ultracimbom.biz
Körfez
Admin
Admin
Körfez


Erkek
Mesaj Sayısı : 22924
Nerden : KOCAELİ
Galatasaray'da Favori Futbolcusu : Mehmet Topal
Rep Gücü : 657
Kayıt tarihi : 17/02/08

3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Vide
MesajKonu: Geri: 3 Bin Seçme Fetva   3 Bin Seçme Fetva - Sayfa 9 Empty30/8/2008, 15:55

IRKÇILIK
3103 - Soru: Sizce çingene kime denir, çingene Müslüman mıdır? Müslüman değilse nasıl Müslüman olur? Halk arasında "Onlar ilk önce gâvur olup sonra Müslüman olur" diye bir dedikodu var, doğru mudur? Çingeneyle izdivaç olur mu?
Cevap: Çingene, yeryüzünde yaşayan ırklardan biridir. Kelime-i Şehadet getiren herkes Müslümandır. Halkın arasında dolaşan bu iddia çok çirkin ve yanlıştır. Dini bakımdan hiçbir kitaba ve esasa dayanmamaktadır. İmanın şartlarına inanıp, İslâm'ın şartlarını yerine getiriyorsa, elbette onlar da Müslümandır. Onların Müslüman olanlarıyla evlilik caizdir. Ancak, izdivaç bir gönül işi, sevgi ve karşılıklı bir anlam işidir. Yoksa dini bir engel bulunduğu için değildir.
3104 - Soru: Irkçılık (asabiyyet) ile milliyetçilik aynı mânâda mıdır? Irkçılığın İslâm'a aykırı olduğunu biliyor ve inanıyoruz. Fakat milliyetçilik de aynı derecede İslâm dinine aykırı mıdır?
Cevap: Irk taassubu İslâm dininde yasaklanmış ise de İslâm dinine hizmet eden Türk milletini sevmek mânâsında anladığımız bir milliyetçilik yasaklanmış değildir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.ultracimbom.biz
 

3 Bin Seçme Fetva

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön 
9 sayfadaki 9 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ultrAcimbom | Galatasaray Taraftar Forum Sitesi :: Genel Kültür :: Dini Bölüm-
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar